Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Yapay Zekâ Politikaları Derneği'nin (AIPA) çevrim içi olarak düzenlediği 1. Yapay Zeka Zirvesi "AI [Tomorrow Summit]" etkinliğinin açılışına video mesajla katıldı.
Varank, video mesajla katıldığı programdaki konuşmasında yapay zekanın hayatın tüm alanlarına hızla yayılmaya devam ettiğini, geliştirilen teknolojilerin insan hayatını, ekonomiyi ve toplumu yeniden şekillendirdiği bir dönüşüm sürecine geçildiğini dile getirdi.
Dünyanın en değerli markalarının sıralandığı listelerde artık yenilikçi teknolojileri ve yapay zeka platformlarını kullanan şirketlerin görüldüğünü belirten Varank, "Yapay zeka, kamu, iş dünyası, ekonomi ve toplumun bütününü etkileyen öncül teknolojilerin başında geliyor. Sağlık, eğitim, ulaşım, haberleşme, siber güvenlik, finans, akıllı şehirler ve oyun, yapay zeka teknolojilerinin en çok beslediği alanlar." diye konuştu.
Bu noktada Togg'dan örnek veren Varank, şöyle devam etti:
"Örneğin Togg dünya sahnesine çıktığı ABD’deki Tüketici Elektroniği Fuarında marka DNA’sına uygun olarak teknoloji ve sanatı bir araya getirdi. Marka hedeflerini ve vizyonunu, yapay zeka algoritmasıyla kelimelerin görselleştirilmesi tekniğini kullanarak ve yine makine öğrenmesiyle 2 bin 500 klasik Türk müziğinden oluşturulan ritmik ve tınısal yeni bir melodi ile anlattı.
İşte bunun gibi uygulama alanlarını, etkilerini ve kazanımlarını dikkate alınca şunu açıkça görebiliyoruz. Yapay zeka, uluslararası güç dengelerine doğrudan etki edebilme potansiyeline sahip. 60'tan fazla devlet, ulusal yapay zeka stratejisini açıkladı. Bu alana yönelik ciddi adımlar atılıyor, yatırımlar yapılıyor."
"Küresel ölçekte değer üreten bir yapay zeka ekosistemi inşa etmek istiyoruz"
Bakan Varank, yapay zekanın, "Dijital Türkiye" ve "Milli Teknoloji Hamlesi" vizyonu doğrultusunda belirlenen kalkınma hedeflerinin temel taşıyıcılarından biri konumunda olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu itibarla geçtiğimiz yıl, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve ilgili tüm paydaşlarla Ulusal Yapay Zekâ Stratejimizi hazırladık. Belirlediğimiz stratejik önceliklerimiz doğrultusunda, beşeri sermaye, AR-GE ve girişimciliğin desteklenmesi, altyapı ve kaliteli veriye erişim, sosyoekonomik uyumu hızlandıracak hukuki düzenlemeler ve uluslararası iş birliği konularına odaklandık.
Ortaya koyduğumuz rekabetçi teknolojiler ile küresel ölçekte değer üreten bir yapay zeka ekosistemi inşa etmek istiyoruz. Ülkemizin uluslararası yapay zeka endekslerinde ilk 20 içinde yer almasını sağlamak için kararlılıkla çalışacağız. Bunu gerçekleştirebilmek yapay zeka teknolojilerine yön verecek nitelikli insan kaynağına sahip olmaktan geçiyor."
Türkiye Açık Kaynak Platformu'ndan 42 yazılım okullarına, DENEYAP Teknoloji Atölyelerinden, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programına, TEKNOFEST’e kadar çok yenilikçi girişimlerin mevcut olduğuna dikkati çeken Varank, bu yenilikçi projelerle bir yandan daha fazla yazılımcı yetiştirilmesini sağlarken bir yandan da gençlerin teknolojik yeteneklerinin geliştirilmesini desteklediklerini dile getirdi.
"Son dönemdeki desteklerin meyvelerini alıyor olmaktan memnunuz"
Yapay zeka alanındaki hedeflere ulaşmanın bir diğer ön şartının AR-GE ve inovasyon kültürü ile bu alandaki girişimciliğin yaygınlaştırılması olduğunu aktaran Varank, gerek altyapı gerekse proje bazlı desteklerle özel sektörün yatırım yapmasını teşvik etiklerini söyledi.
İlgili paydaşları uluslararası fon imkanlarından etkin şekilde faydalandırmak için çalışmalar yapıldığını bildiren Varank, bu noktada araştırmacılara ve girişimcilere, "2021-2027 döneminde Ufuk Avrupa ve Dijital Avrupa programları işletmelerimiz ve araştırmacılarımız için önemli finansman imkanları sunuyor. Lütfen buralara başvurun. Başvuru süreçlerinde size her türlü desteği danışmanlığı vermeye hazırız. Yine bizzat kurduğumuz kuluçka merkezleri ve girişim sermayesi fonları ile teknoloji tabanlı girişimciliğin gelişmesi için her türlü imkanı sağlıyoruz." çağrısını yaptı.
Son dönemde bu desteklerin meyvelerini alıyor olmaktan ziyadesiyle memnun olduklarını belirten Varank, "Bildiğiniz gibi Türkiye’nin ilk unicorn bir teknoparktan çıktı. Şu an itibarıyla 6 unicornumuz ya da bizim ifademizle 6 Turcornumuz var. 2023 hedefimiz olan 10 Turcorn'a ulaşacağız. Ben buna yürekten inanıyorum. Hatta bu Turcornların bazılarının da yapay zeka alanında çalışan firmalardan olacağına inanıyorum." dedi.
"Dünyada yıllık 41 zettabyte veri üretiliyor"
Yapay zeka alanındaki temel belirleyicilerinden birinin de veri ve veri işleme altyapıları olduğuna dikkati çeken Bakan Varank, şu bilgileri paylaştı:
"Sizce dünyada yılda ne kadar veri üretiliyordur? Her gün atılan 500 milyon tweet, 294 milyar e-posta, 4 milyon GB Facebook paylaşımı, 65 milyar WhatsApp mesajı, YouTube'a her gün eklenen 720 bin saatlik yeni içerik inanılmaz bir bilgi yığını oluşturuyor. Evet gerçekten çok fazla veri üretiliyor. Şunu söyleyebilirim; dünyada yıllık 41 zettabyte veri üretiliyor ve bu her geçen gün artmaya devam ediyor."
Verinin büyüklüğünün, hacminin ve çeşitliliğinin kadar verinin doğru etiketlenmesinin de çok önemli olduğunu dile getiren Varank, bu konularda gerek TÜBİTAK bünyesinde gerekse uluslararası iş birlikleri yoluyla yürütülen önemli çalışmalar olduğunu aktardı.
Yapay zeka konusunun bir de sosyoekonomik boyutu bulunduğuna dikkati çeken Varank, yapay zekanın nüfuz alanı genişledikçe bireysel alışkanlıkların, iş yapış şekillerinin, meslekler ve hatta kurumsal yapıların üzerindeki uyum baskısının sosyoekonomik dönüşümü de tetiklediğini dile getirdi.
"Yapay zeka bir hacker olmaya karar verirse acaba ne olur?"
Yararlı bir teknolojinin dönüştürücü etkisinin sağlıklı olabilmesi için onun duygusal olarak kabul edilip sosyal olarak da onaylanması gerektiğini dile getiren Bakan Varank, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bugün yapay zeka ile ilgili benzer bir yol ayrımındayız. Bugün Yazılım teknolojileri ile ilgilenen hemen herkesin aklına 'yapay zeka kullanımı etik mi?' sorusu geliyor. Yapay zeka teknolojisinin bir insanın karar verme esnasında kullanmak zorunda olduğu vicdani kanaatlerden yoksun olduğu düşüncesi bu soruyu tetikliyor. Şu an yapay zekanın yaygın kullanım şekli önceden kodlanmış tecrübe ve istatistikleri değerlendiren bir yazılımdan hallicedir. Ama iyi bir yapay zeka, sistemdeki tutarsızlıklar ve boşluklar varsa bunları çok hızlı bir şekilde bulacaktır.
Ancak sonrasında vereceği karar, tamamen içine gömülmüş algoritmasına bağlı olarak değişecektir. Peki Yapay zeka bir hacker olmaya karar verirse acaba ne olur? İşte tüm bu etik tartışmalar da aslında önümüzdeki dönemde daha fazla gündeme gelecek, daha fazla gündemimizde yer tutacak. Biz bakanlık olarak AB, G20, Dünya Ekonomik Forumu, OECD ve BM’nin yapay zeka alanındaki standartlaşma süreçlerine katkı veriyor, Bilhassa sanayimize ilave yükümlülükler getirecek çalışmaları yakından takip ediyoruz. Bundan sonra da bu çalışmalara devam edeceğiz."
Kaynak AA